9 Ara 2011

One Night Stand: İstanbul

Salı günü sabah erkenden Ankara'dan Buena Vista Social Club&Omara Portuondo konseri için İstanbul'a doğru yola çıktım. Öğleden sonra vardım ve vardıktan sonra ilk işim kendimi Taksim'e atmak oldu. Nasıl da özlemişim, tam bir sene olmuş görmeyeli, değişmiş daha da güzelleşmiş. O atmosferi, akşam konser aracı beni Taksim AKM'nin önünden alana dek yaklaşık dört saat kadar doyasıya yaşadım diyebilirim.




İlk durak Galata Kulesi idi, daha önceki İstanbul ziyaretlerimde gitmemiştim. Çok büyüleyici, etrafta yerli ve yabancı turistler, güzel sıcacık mekanlar mevcut, ben de yemeğimi hemen çevresinde yedim. Ardından ver elini Çukurcuma, Cihangir ve Beyoğlu... İnanın dört saate sığmayacak bir geziydi ama tek günlük bir macera olduğu için tadını çıkartmak istedim. Şimdi sizlerle de bu kısıtlı zamanda çektiğim fotoğrafları paylaşmak istiyorum.




















En çok dikkatimi çeken şeylerden biri kedilerin hiç yabancılık çekmeden yanıma gelmesiydi ve oldukça fazla kediye denk geldim, tabi bu duruma bayılmamam imkansız. Ankara'nın kedileri gibi soğuk ve yabani olmadıkları için fotoğraflarıma da konu oldular. Taksim'deki St.Antuan kilisesinden ise Bach ezgileri yankılanıyordu ama vaktim olmadığı için sadece fotoğrafını çektim. Cihangir ve Çukurcuma'daki tarihi evler ise beni benden aldı, bayıldım, eski evleri çok severim, mimarileri ve verdikleri yaşanmışlık hisleri beni her zaman büyülemiştir.


Çok kısacık, tek günlük bir maceraydı benim için ama konser öncesi ve sonrası bütün yorgunluğuma değdi. Tebdil-i mekanda ferahlık vardır derler, evet, buna sonuna kadar katılırım ama söz konusu İstanbul olunca bu konuda size hep fazlasını vaad ediyor.


Büyülü, bir o kadar da davetkar bir şehir İstanbul. Söz verdim kendisine, bir dahaki gelişimde çok daha uzun kalacağım. Kim bilir belki de bir daha hiç geri dönmem... :)


Hiç yorum yok: